EVET BIR SIGARA IZMARITI

Hafta sonu hepimiz için bir kabustu.

Türkiye genelinde 30’u kırsal, 14’ü ormanlık alan olmak üzere toplam 44 yangın çıktı. Binlerce hektar ormanımızı, doğamızı, ciğerlerimizi kaybettik. Önce “Sabotaj olabilir mi?” sorusu akıllara geldi.

Ki; geçmişte örnekleri var.

Sonradan anlaşıldı ki; ihmalkarlık ve dikkatsizlik gerçeği bir kez daha karşımıza çıktı.

İzmir’in Selçuk, Menderes ve Çeşme ilçelerindeki yangınlarla mücadele sabaha kadar sürdü.

Bazılarına şahidim; yollar kapandı, yardım ekipleri sabahlara kadar çalıştılar.

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, yangınların kontrol altına alındığını açıkladı ama hala içimiz rahat değil. Menderes’teki yangının bir hobi bahçesinden, Çeşme’deki yangının ise atılan bir sigara izmaritinden başladığı anlaşılıyor.

Evet, bir sigara izmariti...

Binlerce hektarlık ormanlık alanı kül eden, doğaya geri dönüşü olmayan zararlar veren sadece bir sigara izmariti!

Her yangında yaşanan kayıplar, verilen zararlar, kaybedilen ağaçlar, ölen hayvanlar, yok olan ekosistemler... Bunlar geri gelebilecek mi?

Bakan Yumaklı, soğutma çalışmalarının sürdüğünü ve vatandaşlara orman yangınlarına karşı dikkatli olunması çağrısında bulundu. Yangına sebep olanlarla ilgili ağır yaptırımlar uygulanacağını söyledi.

Son on yılın istatistiklerine baktığımızda, Türkiye'de her yıl ortalama 2 bin 500 orman yangını çıktığını görüyoruz. Bu yangınlarda yaklaşık 10 bin hektar ormanlık alan kül oluyor. 2021 yılında ise yangınların bilançosu daha da ağır oldu. 3 bin 200'den fazla yangında, 170 bin hektardan fazla alan yok oldu. Bu son 20 yılın en büyük yangın felaketi olarak kayıtlara geçti.

Yangınlar, sadece doğamızı değil, aynı zamanda geleceğimizi de yakıyor. Bu yangınların ardında yatan ihmalkarlık ve dikkatsizlik; ülkemizin geleceğini, çocuklarımızın nefes alacakları ormanları yok ediyor. Biz, bu ihmalkarlığı ve dikkatsizliği ne zaman durduracağız? Ne zaman doğamıza sahip çıkacağız?

Yangınlar doğanın bize verdiği en büyük uyarılardan biri. Bu uyarıları dikkate almalı, doğamızı korumak için daha fazla çaba göstermeliyiz.

Gelecek nesillere bırakacağımız en büyük miras, yaşanabilir bir doğa olmalı.

O izmariti atan tutuklandı.

Ama etrafımızda daha çok ihmalkar, dikkatsiz var.

Onları ne yapacağız.

   

Mavi yaka beyaz yaka

yapay zeka ne yaka

 

Hulusi Berik; bir girişimci, melek yatırımcısı ve dijital dünyanın fikir önderlerinden...

Geçen gün bir arkadaşımla yaptığım “Mavi yaka, beyaz yaka peki yapay zeka ne yaka” sohbetime katkıda bulundu.

Dedi ki...

“Teknolojinin hızla gelişmesi ve bilgiye dayalı işlerin artması, bu iki kategorinin ötesinde yeni bir yaka türünün ortaya çıkmasına neden oldu. ‘Altın yaka…’ Altın yaka terimi, yüksek düzeyde bilgi ve teknik beceri gerektiren işlerde çalışan profesyonelleri tanımlamak için kullanılıyor ve özellikle yapay zeka, yazılım geliştirme, biyoteknoloji gibi ileri teknoloji alanlarında çalışanları kapsıyor. Bu profesyoneller, ileri düzeyde matematik, istatistik ve bilgisayar bilimi bilgisine sahip olup, sürekli değişen ve gelişen teknolojilere ayak uydurmak zorundalar. Bu nedenle, yapay zeka alanında çalışanların, hem derin teknik bilgiye hem de analitik düşünme becerilerine sahip olmaları gerekiyor. Altın yaka çalışanları daha esnek ve dinamik bir çalışma ortamında çalışmalarını yürütürken genellikle projeler bazında çalışıp ve çeşitli disiplinlerle iş birliği yaparak çok yönlü çözümler üretmeleri en önemli özellikleri...”

Peki günlük hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline gelen, ofis ortamında artık yeni iş arkadaşımız olan “Yapay Zeka Uygulamalarına” ne “Yaka” dememiz gerekiyor?

Berik; “Gri” ya da “Bronz” rengin bu uygulamalar için daha çok kullanıldığını ve son günlerde “Kırmızı” olarak da ifade edilmeye başlandığını söylüyor.

“Kırmızı” daha çok girişimcilik eko sisteminin rengi olarak tüm dünyada kabul görmüş durumda.

Peki neden kırmızı?

Hulusi Berik anlattı.

“Yapay zekanın yeni ve yenilikçi bir alan olması, aynı zamanda potansiyel tehlikeleri ve riskleri temsil etmesi nedeniyle tercih edilen bir renk olarak kullanılmaya başlandı.

Bana da kırmızı renk tanımı yeni ve yenilikçi bir alan aynı zamanda potansiyel tehlikeleri ve riskleri kelimelerinden dolayı daha yakın gelmeye başladı.”

Bu konuşmaların içinde olalım derim.

   

Sadece Fransa’nın seçimi değil

 

Fransa’daki siyasi belirsizlik beraberinde birçok soruyu da beraberinde getiriyor. Avrupa Birliği’nin aslında iki önemli devleti var. Biri Almanya, diğeri de Fransa... Fransa’daki seçimler bütçe kesintilerinden göçmen reformlarına kadar ve daha da önemlisi Avrupa Birliği’ne kadar birçok değişimi işaret ediyor.

Avrupa Politika Merkezi'nde analisti olan Eric Maurice, RN lideri Jordan Bardella'nın Schengen bölgesi içerisinde serbest dolaşım konusunda reform müzakereleri yapma ve bunu sadece AB vatandaşlarına saklı tutma planının Brüksel'de çok tartışılacağını söylüyor.

Ayrıca Bardella Avrupa hukuku yerine Fransız hukukuna öncelik verilmesi için bir referandum öneriyor.

Macron’un benimsediği emeklilik reformu da tarsine dönebilir. Bu reform AB'nin görev alanına girmese de, Avrupa Komisyonu kamu açığının kontrol altına alınmasını da tavsiye ediyor.

Özetle...

Fransa’daki siyasi gelişmeler Avrupa’yı ve Türkiye’yi de yakından ilgilendiriyor.

2024-07-02T02:43:52Z dg43tfdfdgfd