DüNYANıN FIşI çEKILMEK üZERE

Geçtiğimiz gün Ukrayna'nın bir köyünden gelen görüntüler âdeta insanı dehşete düşürecek cinstendi.

İnsanlar içinde uzun süre kalabilecekleri sığınaklar inşa ediyorlar.

Elbette Ukrayna bölgesi savaşı iliklerine kadar yaşayan insanların coğrafyası ve ister istemez bu şekilde tedbirler alınıyor ama bu ateşin yarın tüm coğrafyamızı sarmayacağını kim garanti edebilir?

Ukrayna'dan Kafkasya'ya, İran'dan Irak ve Suriye hattına, Gazze'den Sudan'a varıncaya kadar tüm coğrafya ateşler içerisindeyken, toplum olarak yaşananları görmezden gelme keyfiyetimiz kesinlikle yok ama gelin görün ki ülkede konuştuklarımız ve yaşadıklarımız sanal gerçeklik aleminde yaşıyormuşuz intibaını uyandırıyor.

Zannediyoruz ki etrafımızdaki ülkelerin tamamında da hayat Türkiye'deki gibi olağan rutininde akmaya devam ediyor.

Hayır, hakikat bu değil maalesef.

Aslında bizde de bu kanı ve gözyaşını dökmek istediler, hala da istiyorlar lakin bu konuda ellerinde kullanabilecekleri onlarca enstrüman milletin ferasetiyle çöpe atıldı.

Hala da oyunlarından dönmüş değiller ve birçok şey zamanına gebe.

Kim derdi Arşüdük Ferdinant bir Sırp milliyetçisi tarafından öldürülünce umumi bir harp çıkacak ve milyonlarca insan hayatını kaybedecek. Oysa Ferdinant'ın öldürülmesi sadece tetiğin çekilmesi anlamına geliyordu, şartlar tamamen olgunlaşmıştı.

Şimdi yaşadıklarımız da zamanı olgunlaştırıyor, zemini hazırlıyor. Zaman ve zemin hazır hale getirildiğinde dünyanın fişi çekilecek. İşte bu fiş çekildiğinde kimin ya da kimlerin yakta kalabileceği kimlerin de sadece haritalardan değil hafızalardan da silineceğini hep birlikte göreceğiz.

Türkiye tam da bu tarif ettiğim güne kendisini her alanda hazırlayan ender ülkelerden birisi. Bugüne hazırlanırken elbette bir yandan iktisadi sıkıntılar ile, diğer taraftan küresel hegemonya ile öbür taraftan da içerideki bir grup ev zencisi ile mücadele ederek yola devam etmek zorundasınız. Bu üçü arasındaki optimum dengeyi koruyamadığınız takdirde bu ülkede iktidar etme şansınızın kalmadığını bilmem söylememe gerek var mı?

Böyle olunca da ister istemez üç ileri bir geri ilerlemek durumunda kaldığınız bir sürü alan oluyor.

Şartlar bu haldeyken, Baykar firması, 100 adet civarında uydu sistemini alçak irtifaya yerleştirerek, Türkiye'ye özgü bir küresel konumlandırma sistemini (GPS) hayata geçirmek istediklerini açıkladı.

Peki bu konu neden bu kadar hayati öneme haiz bir konu?

Günümüzde havada, karada ve denizde tüm ulaştırma ve adresleme sistemleri artık küresel konumlandırma sistemi (GPS) üzerinden yürütülüyor. Seyrüsefer güvenliğinden lojistik faaliyetlere, haberleşmeden akıllı mühimmatların kullanımına, tapu kadastro faaliyetlerinden gündelik hayatımızdaki birçok cep telefonu uygulamasına varana kadar küresel konumlandırma sistemi son derece kritik bir konu.

Hal böyleyken bu sistemin dünyanın fişinin çekildiği günde çalışmaz hale gelmesinin gündelik yaşamımızda bize ne çeşit zorluklar çıkartacağını umarım tahmin edebiliyoruzdur.

Bunun dışında 500-600 km irtifaya yerleştirilecek alçak irtifa uydu sistemleri ile Türkiye'nin Starlink alçak irtifa uydularında olduğu gibi kendi yerli uydu sistemlerini kullanacak olması ülkeye paha biçilmez ölçüde hayati bir katkı sunacaktır.

Starlink uydularının dünyadaki çatışma alanlarının hemen hemen tamamında istihbarattan küresel konumlandırma sistemlerine varana kadar çok geniş bir alanda kullanılması bu konuda verilebilecek en önemli misaldir.

Türkiye'nin doğal afetlerden iç güvenliğe, çatışma ortamlarından küresel konumlandırma sistemlerine kadar dünyanın fişinin çekileceği güne yönelik hazırlıklar yapması, içimize bu hararetli günlerde adeta soğuk su serpmektedir.

2024-09-18T04:16:26Z dg43tfdfdgfd