BU FITNE ATEşINI KIM SöNDüRECEK?

Yıllardır özenle döşüyorlar bu fitne taşlarını, üstelik gizlice değil. Gözlerimizin önünde yaşanıyor her şey. Ülkemizde yaşayan sığınmacılar üzerinden bir iç savaş çıkarmak, Türkiye'yi coğrafyada güçsüz kılmak ve iktidarı devirmek istiyorlar. Hedefleri çok açık ve gizlemiyorlar. O kadar iyi bildiğimiz bir senaryo ki bu, acısını hâlâ çekiyoruz.

Maraş'ta 1978'de 100'den fazla Alevi'nin can verdiği çirkin provokasyon bir sinema salonuna atılan tahrip gücü küçük bir bombayla başlamıştı. Fakat mezhep savaşı çıkarmak isteyenler birkaç gün içinde 850 ev ve işyerlerini yakmayı başardıklarında artık kimse olayların neden ve nasıl başladığını dahi hatırlayacak durumda değildi. Bu yara henüz tazeyken Çorum'da aynı kirli el sokağı karıştırmayı başaracaktı. Ülkücü Gün Sazak'ın suikasta uğramasıyla gerginliğin arttığı şehirde bir camiye bomba atıldığı şaiyası çıkınca hedefe konulan yine Aleviler olacaktı. Yakılan yüzlerce evin dumanı sönüp, gün ağardığında sokaklarda 57 masum insanın cesedi vardı.

Tüm bu yaşananlar 12 Eylül darbesine gerekçe oldu, tıpkı 28 Şubat gibi. Eğer Sivas'ta 33 insan hunharca katledilmeseydi, darbeciler işlerini bu kadar kolay yapamazlardı. Önceki gün Kayseri'de hiçbir suça karışmamış masum Suriyeli mültecilerin evleri arabalarını yakanlar nasıl bir zihne sahipse, dün de Aziz Nesin'e olan öfkelerini Sivas'a konser vermek için giden çoğu Alevi insanımızdan çıkaranlar aynı karanlık dünyaya sahipler. Fakat suç bütünüyle alevin parlamasını bekleyen bu güruhta değil. Belki de bu çirkinliğin ortasında en az suçlu olanlar, kadınların feryatlarına aldırış etmeden evlerin camlarını taşlayanlar.

Asıl suçlular, siyasi parti görünümünde hareket ederek, sürekli yalan ve iftira üreten şer odakları değil mi? Oturdukları parti binalarından insanların ev adreslerini paylaşarak hedef gösterenler, insanları türlü yalanlarla tahrik eden sözde siyasi figürler cezalandırılmadıkça biz bu çirkin filmi görmeye devam edeceğiz.

Öyle büyük ve geniş çaplı bir istihbarat operasyonunun hedefindeyiz ki, gece Kayseri'de başlayan yangın sabah Afrin ve Halep'in sokaklarına sıçramayı başardı. Burada Arap düşmanlığını körükleyenler, Türk Ordusu'nun özgürleştirip Esad'ın zulmünden ve terörden korumayı başardığı Suriye kentlerinde Türk düşmanlığını körüklüyorlar. Siyonistler büyük İsrail'i nasıl kuracak sanıyordunuz? Tankla tüfekle mi?

ABD işgalinde ölenlerden daha fazla insan Irak'ta Sünniler ile Şiiler arasındaki iç savaşta öldü. Irak'ın kentleri 21 yıldır her gün Maraş ve Çorum'un tekrarını yaşıyorlar. Ülkede 6 milyon insan mezhep kavgasından dolayı başka şehirlere taşınmak zorunda kaldı. Suriye'de yaşananlar bundan farklı mı? 13 yıldır Aleviler ile Sünniler birbirini boğazlamıyor mu? Her iki ülkenin de ortak sorunu devletin otoritesini kaybetmesi, hatta devletin bu katliamların bir parçası haline gelmesi. Ülkeniz paramparça olduktan sonra İsrail'in kurşun sıkmaya ihtiyacı kalır mı sanıyorsunuz?

Cumhurbaşkanımız grup toplantısında çok net konuşu: 'Bunun sebebi zehirli dildir' dedi. Yabancı düşmanlığını ve sığınmacı nefretini körükleyenlerin ülkeye kötülük yaptığını söyledi.

Peki kim durduracak bu fitneyi? Cumhurbaşkanı konuşana kadar havayı koklayıp saklanan siyasiler mi? İnsanlara korku salan çeteleri sokağa salan zehirli dili yargılamayan adalet mekanizması mı? Açıkça suç olmasına rağmen sosyal medyada hatta ekranlara nefret ve bölücülük çağrısı yapan kirli ajanları susturmayı başaramayanlar mı? Kim?

Bugün Sivas Katliamı'nın 31. yılı. Hâlâ ders çıkarmayacak mıyız?

2024-07-02T04:04:54Z dg43tfdfdgfd