"Dünya asla Türkiyeyi görmezden gelemez"
Ünlü sanatçı Bob Geldof geçen çarşamba İzmirdeydi. Onu sadece ünlü sanatçı diye tanımlayamayız elbette zira dünyanın sorunlarıyla yakından ilgilenmiş, ağır eleştirilere rağmen elini taşın altından çekmemiş bir sanatçı o... Beyaz saçları, ağır ve dingin konuşması, vücut dili yılların yorgunluğunu ele veriyordu. Özellikle çok büyük çaba harcadığı Afrikadaki açlığa karşı düzenlediği Live Aid konserleri ve büyük emeği hâlâ hafızalarda...
Yardım faaliyetlerinden dolayı şövalyelik unvanına da sahip Sir Bob Geldof, 15-21 Mart 2023 tarihleri arasında İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından "Yeniliğe Davet" sloganıyla düzenlenen İkinci Yüzyılın İktisat Kongresinde konuşma yapmak üzere İzmirdeydi. Geçen ay yaşadığımız büyük depremden sonra düzenlenen yardım kampanyası için gitarını bağışlayan Geldofla depremden müziğe, sanatın itici gücüne, dünyanın haline kadar süremiz elverdiğince pek çok konuya değinmeye çalıştık.
Tarihimizde çok önemli bir yeri olan İzmir İktisat Kongresinde bir konuşma yaptınız. Oldukça etkileyici ve bize çok şey katan bir konuşmaydı. Bazı noktalar üzerinde çok fazla düşünmemize neden oldunuz. Teşekkür ederiz öncelikle, bu zor zamanlarda yanımızda olduğunuz için ve bu kongreye gelp, bu kafa açıcı konuşmayı yaptığınız için. Konuşmadan sonra ne hissediyorsunuz. Salonun tepkisini de gördünüz. Neler söylersiniz?
Burada yapılanlarla ilgili oldukça ilgiliydim. Tabii ki Atatürkün Cumhuriyeti ilanından bu yana 100 yıl geçti. Burada olmak bir onur. Bence bu, geleceği gerçekten yeniden hayal etmeye çalışmamız gereken kritik bir zaman. Tabii bu, geçmişte bildiklerimize dayanmamalı ve dayanmayacak da. Büyüdüğüm geçmişten çok farklı bir zamanda yaşıyoruz. Tamamen yeni faktörler var ama aynı çözümleri kullanmaya devam etmeye çalışıyoruz. Bu sebeple insanların düşünmesini seviyorum. Düşünmenin ahmakça olduğunu düşünen, dünyadaki tek tür olabiliriz ancak düşünebilen de sadece biziz. Bundan dolayı, böyle insanları seviyorum. İnsanlar için gelecekte, ülkenin nasıl tazeleneceğine, bakım yapılacağına ve yeniden hayal edileceğine odaklanmak önemli. Bu sebeple ilgimi çekiyor.
Bildiğiniz gibi çok yeni bir deprem felaketi yaşadık. Çok büyük acılarımız var. Bir taraftan onları sarmaya çalışıyoruz. Çok teşekkür ederiz depremzedeler yararına kullanılması için gitarınızı bağışladınız. Yaralarımızı sarmaya çalışırken müziğin bize nasıl bir katkısı olur? İyileşmemize katkısı olur mu? Müziğin iyileştiren gücünün yanı sıra, bir de müziğin dayanışma gücü sağlaması da söz konusu. Yıllardır yaptığınız yardım konserleriyle zaten bunu tecrübe ettik, ettirdiniz. Siz de tecrübe ettiniz. Müzik bizi iyileştirir mi? İyileşmemize, dayanışmamıza katkısı olur mu?
Müzik mantıkla yürümüyor, hislerle ilerliyor. Müzikten, edebiyattan, şiirlerden, kutsal kitaplardan aşırı duygu yüklü olduğumuzda yararlanıyoruz. Türkiyedeki deprem olağanüstü bir olaydı. Korkunçtu. Gerçekleştiği andan itibaren, olayı Britanyada izledik. Kızlarımın ağladığını gördüm. Her büyük dramda olduğu gibi korku, cesaret ve olağanüstü insan davranışları vardı. Bir çocuğun kurtarılmasının sevincini gördük. Akrabalarınızdan birini kaybettikten sonraki acı vardı. Bu konular hakkında konuşmak çok zor. Bunlar hakkında yazmak neredeyse imkansız. Bir televizyon kanalıysanız, haber yapmak çok zor, sadece göstermek mümkün. Buna tepki ise kızımın ağlaması oluyor. Onlardan çok uzakta ama orada insanlar var ve başları dertte. Yani bu, evrensel bir durum. Ve genel olarak müzik de evrensel. Çünkü insan duyguları paylaşılan şeylerdir. İnsanlar aşık olduğunda ya da aşkı kaybettiğinde, çok mutlu olduğunda ya da derin üzüntü hissettiklerinde uzaklardaki şairlere ve müzisyenlere ulaşırlar ve kendi müziklerini bulurlar. Kelimeler şart değil. Ayrıca, tek bir müzik türü de yok. Bazı insanlar hip-hop, bazıları heavy metal veya romantik müzikte rahat eder. Bu onların tercihi. Kelimeler yeterli olmadığında, müzisyenler ve şairlere ulaşırsınız.
Bu bir iktisat kongresi, bir hafta boyunca burada ekonomi konuşulacak. O sebeple, sanatın ekonomiye katkısını sormak istiyorum, sanatın ekonomiyi tetikleme gücünü... Müzik deyince, çok büyük kitlelerden bahsediyoruz. Sizin yardım konserlerinizi düşündüğümüzde, oraya binlerce kişiyi toplamayı başardınız. İtici bir güç oluşturdunuz, politikacılar açısından. Tüm bunları düşündüğümüzde, bu büyük gücün, sanatın gücünün ekonomiyi nasıl etkilediğini düşünüyorsunuz?
Bu bir iktisat konferansı. Live Aid ekonomik bir durum olan yoksulluk üzerine bir konserdi. İnsanlar açlıktan ölmezler, yiyecek bulamadıkları için ölürler. Türkiyede, Britanyada, yiyeceğimiz yoksa satın alırız. Çünkü para ve ekonomi var. Afrikanın açlık olan bölgelerinde, hiçbir şey olmadığı için ölüyorlar. Bunu anladım ve acil amaç, ölümleri durdurmak için para toplamaktı. 1985te 24 saatte, 700 milyon dolar topladık, insanların ölmesini anında durdurabilirdik. Anladım ki, problem ekonomik ise Kuzey ile Güney arasındaki ekonomik anlaşmayı değiştirmeniz gerek. Bunu yapmak için, değişimin temsilcileriyle ilişki kurmalısınız. Bizim dünyamızdaki değişimin temsilcileri de politikacılar. Politikacıları veya siyaseti sevmeseniz bile, ekonomileri değiştirmek istiyorsanız, iç içe olmalısınız. Bu 20 yıl sürdü ve 2005te Live 8i yaptık. Live Aidden de büyüktü. 1000 sanatçı vardı. G8 ülkelerinin başkentlerinde 8 konser gerçekleşti ve tabii ki Nelson Mandela da Johannesburgdan katıldı. Fikir, politikacıları yoksul ülkelerdeki ölümleri durdurmaya zorlamaktı. Bir şey üretiyorsan ve sonra da parayı verirsen, asla büyüyemezsin. Yani bu durumda bir nevi hep açlık için para veriyor olurduk. Konserin oluşturduğu politik lobi sebebiyle, yani Live Aidle 1.2 milyar insana ulaştık. Bu büyük bir politik lobi. Live 8 ile de 3.4 milyar insan... Böylece Blaire, Busha, Chiraca ve diğerlerine gidebildim ve peşlerine düşebildim. "3 milyar insanımız var, bunu yapmazsanız, size karşı oy vereceğiz" diyebildim. Çok basit ve ekonomiyle ilgili. Fareli Köyün Kavalcısı hikâyesinde, kaval çalarken köydeki tüm fareler gelir, kavalcıyı takip eder, farelerden kurtulunur. Müzisyen, dünyada fareli köyün kavalcısıdır. Melodilerimizi çalıyoruz, belki insanlar bizi takip eder. Fonksiyon bu, müziği kullanabilirsiniz. Harika müzik yapabilirsiniz ama öteki şeyler için de kullanabilirsiniz.
Konuşmanızda, "Dünya Türkiyeyi görmezden gelemez" dediniz. Belki farklı konular için bunu söylediniz ama sizce Türkiyedeki yaşadığımız büyük depremler ve seller üzerine dünyada Türkiye için böyle bir yardım konseri düzenlenir mi?
Öncelikle Türkiye çok önemli bir ülke. "Merkezdeki ülke" diye tanımlamaya uyan bir ülke. Türkiye maalesef tam rakip fikirlerin ortasında yer alıyor. Ayrıca global levha tektoniğinin de ortasında. Dünya asla Türkiyeyi görmezden gelemez. Asla. Çok önemli ve büyük. Ayrıca çok dinamik bir kültür. Deprem bir hadise. İzmirde de deprem oldu. Biliyoruz ki büyük yangınlar da yaşandı. Belki doğaldı, belki de değildi. Bunlar benzersiz olaylar değil ama nadir olaylar. Söylediğim gibi, böyle bir şey olduğunda durum spesifik olarak Türkiye değil, insandır. Vladivostoktaysanız ya da Şangaydaysanız, etkileniyorsunuz. İngiliz şairin söylediği gibi; "Hiç kimse kendi başına bir ada değildir; her insan kıtanın bir parçası, ana kıtanın bir parçasıdır..." Böyle anlarda her şey durur. Tüm farklılıklar, politikalar durur. Sadece insanları görürsünüz. Televizyonda Afrikadaki açlığı gördüğümde olduğu gibi... Afrikayı, siyahileri, beyazları ya da yeşil insanları görmedim. Etiyopyalıları, İrlandalıları ya da Türkleri görmüyorum. Sadece insan görüyorum. Bundan dolayı Live Aid başarılı oldu. Müzik harika ama başarıyı getiren, sebepti. Çünkü insanlar, "Hayır" dedi. Açlık devam ediyor.
Depremin sonuçlarının yansımaları olacak... Tekrar inşa etmeye çalışırken depremlerin yıllarca devam etmesi gibi sonuçları olacak. Umuyorum ki daha farklı bir mimariyle yapılacak ve insanlar güvenli yerlerde olacak. Ayrıca, dünyanın ancak bu kadar dehşet kapasitesi var. Ukraynada bir savaş var. Çin tehdidi, Amerikan tehdidi ve diğerleri var. Dünya çok korkmuş durumda. Yapmak istediğimiz tek şey hayatımızı barış içinde yaşamak. Gıdaya sahip olmak, çocuklarımızı büyütebilmek ve onlara iyi bir dünya bırakmak. Tüm yapmak istediğimiz bu. Müzik güzeldir. (Gülüyor.) Bunu da söyleyebilirsiniz. Bence dünya anında, mümkün olduğu kadar yardımcı oldu. Umarım yapmışlardır. Ancak her gün bunun için başka bir Live Aid istemek durumundayım. Mümkün değil, çünkü şartlar aynı değil. Eskiden tek bir araç vardı, televizyon, herkes televizyon izliyordu. Global müzik, tek tür müzik, herkes rockstarlara bakıyordu. Bu şimdi farklı. Türkiye için konserler vardı ancak Live Aiddeki konu, politik bağlamdı. Şimdi paraya ihtiyacımız var, sonra da sorunları çözmeye. Her gün, hâlâ Band Aid için çalışıyorum. Hâlâ para geliyor. Hastaneler yapılabiliyor. Hâlâ okullar inşa edebiliyoruz, eğitim için para ödeyebiliyoruz. Etiyopyadaki berbat savaşta okullarımızı yok ediyorlar. Tekrar inşa ediyoruz. Kadınlara tecavüz ediyorlar, erkekleri tecavüze zorluyorlar. Durun artık. Gerçekten sadece durun. Tüm bu saçmalıkları durdurun. Bizi yalnız bırakın.
Kitabınızdan bir cümleden bahsetmek istiyorum ki oldukça önemli. "İnsanoğlu en umutsuz durumda genellikle en iyi durumdadır. Fiziki olan her şey çirkin bir tutarsızlığa dönüştüğünde, kör edici insani güzellikler ortaya çıkar..." Sanki tam şimdiki zamanı tarif ediyorsunuz. Sizce şimdi öyle bir zamanı mı yaşıyoruz?
Depremde inanılmaz bir cesaret vardı. İnsanlar tüm gün, tüm gece çalıştı. Her şeyi yaptılar. Mükemmeldi. İnsanlık gerçekten, en zarif, en iyi hâliyle oradaydı. En sıradan durumda, sabah kalkmak, kıyafetlerimizi giymek, işe gitmek durumundayız... Hayatımız için önemli. Ama genel durumda, hayır, insanlığın en iyi durumda olduğunu sanmıyorum. Neden bu durumu şimdi sonlandırıyoruz? Çünkü kafamız karışık. Endişeliyiz. Toplum üzerinde çalışan güçleri gerçekten anlamıyoruz. Yeni durumlar, çevre krizi, teknolojik gelişmeler... Ve bunların siyasi sonuçları... Çok kafa karıştırıcı ve endişe vericiler. Ve tepkimiz agresif oluyor. Kafamızı karıştıran duruma cevabımız bu. Bu nedenle, bir kısım insan sonunda yapmak istediklerinin sadece bir kısmına ulaşabilseler bile, düşünüyorlar. Bir insan rotası ve karmaşanın içinden insani bir yol bulmaya çalışıyorlar. Gerekli olan bu. Durmalıyız. Ara vermemiz gerekiyor. Geri çekilmeliyiz. Bu özellikle ulusal liderler için geçerli. Ara verin, Durun. Sadece durun. Nefes alın. Konuşmamda, liderlerin bir araya geldiği 2005ten bahsettim. Neden şimdi değil? Biden neden Cinpingin yanında oturamıyor, Putin neden orada olamıyor? Erdoğan neden orada olamıyor? Neden?
"GERÇEK İŞİM MÜZİK"Türkiyede çok hayranınız var. Sosyal meseleleri ve depremi konuştuk... Yakında yeni bir albüm var mı? Belki onun müjdesini verirsiniz.
Her zaman müzik yapıyorum. Bir albüm hazırlıyorum. Bazı festivaller düzenleyeceğiz. Yazın Almanyaya seyahat edeceğim. İrlanda, Birleşik Krallıka gideceğim. Bu benim işim. Biraz önce konuştuklarımız değil. Bu gerçek işim. (Gülüyor.)
2023-03-19T14:16:45Z dg43tfdfdgfd